Bugün çok
yoğun bir gün olacak. Yolumuz çok uzun ve akşama Roma’da olmalıyız.
(Booking’den yapılan rezervasyonlar iki gün kalaya kadar iptal edilebilir,
ancak son iki gün artık iptal edemezsiniz ve parasını ödemek zorundasınız. O
yüzden yorulduğunuz yerde bırakma şansınız yok, mutlaka rezerve ettiğiniz otele
yetişmek zorundasınız, bu da bir hatırlatma olsun)
Herneyse,
bugün çok heyecanlıyım, çünkü 3 önemli ve güzel şehri göreceğim. Mestre
bölgesindeki otelimizden ayrıldık ve köprüyle Venedik’e geçtik.
Hemen girişte
sağda yer alan büyük otoparka arabamızı parkettik ve parkyerinin hemen
yanındaki vaporetto durağına gittik. (118 adacık üzerinde kurulu olan
Venedik’te adalar arası ulaşım vaporettolarla yapılıyor). Benim önceden
yaptığım rotaya göre, biz bir gün önce Venedik’i gezip bugün de çok merak
ettiğim Burano adasını gezecektik, ancak havaalanında araç kiralarken
yaşadığımız zaman kaybı, domino gibi her şeyi etkiledi ve Venedik gezisi bugüne
kaldığı için Burano’yu iptal etmek zorunda kaldık. Zaten vaporetto biletleri de
bayağı tuzluydu. 1 saatten sonraki en kısa süreli bilet 12 saatlik. 1 saatlik
bilet 1.90 Euro iken 12 saatlik bilet 36 Euro idi. Burano artık başka sefere
kaldı ve biz aldığımız 1 saatlik biletimizle vaporettomuza bindik.
4-5 durak sonra
Venedik’in kalbi San Marco Meydanı’na indik. Bundan sonrasını yürüyerek geri
gelmeyi planladığımız için 1 saatin dolmasına aldırış etmeden sallana sallana
Venedik sokaklarında yürümeye başladık.
San Marco
Meydanı çok görkemli bir yapı ve herkesin toplanma noktası.
Harita
yardımıyla kanallar ve köprüler arasından geçerek Venedik’teki en büyük kanal
olan Grande Kanal’a ve tabi ki Rialto Köprüsü’ne ulaşıyoruz. Buradan harika
manzaralar çıkıyor, bize de fotoğraflamak düşüyor.
Henüz günün
erken saati olduğu için etrafta hummalı bir çalışma var. Restaurantlar,
gondollarla gelen eksik malzemelerini taşırken, belediye de yine gondollarla
evlerin çöplerini topluyor.
Harita
yardımıyla Venedik sokaklarını yürüyor ve ara sokaklardaki ayaküstü bişeyler
yenilip içilebilen bir kafeye giriyoruz. Espresso burada İtalyanların en çok
tükettiği kahve çeşiti. Birer espresso ve kruvasanla kahvaltımızı yapıp
yolumuza devam ediyoruz.
Güzel
manzaraları fotoğraflaya fotoğraflaya arabamıza kadar geliyoruz ve gaza basıp
Floransa’ya doğru yol alıyoruz.
Bugünkü
yolumuz uzun. Floransa yaklaşık 200 km, oraya öğleden önce varmayı
hedefliyoruz. Kiralık araçla gezmenin en keyifli tarafı istediğin an istediğin
yerde durabilmek ve istediğini yapabilmek. Otoyollarda bir sürü mola yerleri ve
benzinciler var. Kendimizi yorgun hissettikçe durup birer espresso içerek
yolumuza devam ettik. (Ben arada bira da içtim ama şoförümüz yolda hiç içmedi)
Ve öğlene
doğru Floransa’ya varıyoruz. Şehrin merkezinde büyük bir parkyeri bulup
arabamızı parkediyoruz ve kendimizi bu açık hava müzesinin sokaklarına
atıyoruz.
Dersimi
önceden iyi çalıştığım için gezeceğimiz yerleri elimizle koymuş gibi buluyoruz.
İlk olarak tabi ki Floransa’nın simgesi Duomo Katedrali’ni geziyoruz. 13.
yüzyılda Arnolfo di Cambio tarafından inşasına başlanan katedralin en göz alıcı
kısmı hiç şüphesiz kubbesi.
Bu
ihtişamlı yapıya hayran kalıyoruz. Bol bol fotoğraf çekip Vechhio Köprüsü’nü
bulmak için nehre doğru yol alıyoruz. Yol üstünde olduğu için Signoria
Meydanı’ndaki Davud’u da selamlıyoruz ve köprüye ulaşıyoruz.
Arno nehri
üzerindeki bu değişik mimarili köprüyü de fotoğrafladıktan sonra midemize
ziyafet çekiyoruz.
Saatlerimiz
16’ya yaklaşırken Roma’ya doğru yol almaya başlıyoruz. Mesafe 230 km.
Toscana Vadisi'nin içinden geçerken gözalabildiğine uzanan bağlar ve birbirinden güzel ortaçağ köyleri bizleri cezbediyor. |
Ve
akşamüzeri Roma’nın girişine varıyoruz.
Ama girişe
varana kadar geçirdiğimiz süreyi bir de merkeze girmek için harcıyoruz. Meşhur
Roma trafiği böyle birşeymiş demek ki. Otele yaklaşık 1 saatte ulaşıyoruz.
Daracık sokaklarda binlerce araç birbirine girmiş bir şekilde hareket ediyor,
trafik tam bir fiyasko! Onur araç kullanma konusundaki yeteneğini bu trafikte
kanıtlamış oluyor.
![]() |
Iphone'dan bozma navigasyonumuz ve biz :) |
Otelimizi
bulduğumuzda hava kararmıştı ve biz de çok yorgunduk. O gece hiçbir yere
gitmedik ve ertesi güne enerji depolamak için uykuya daldık..
OTEL:
Hotel Staedler 2: 60 EURO
Tren garı
civarında, merkeze 20 dk yürüme mesafesinde, zevkle dekore edilmiş temiz bir
otel. Wi-fi sadece ortak alanlarda var, odalarda yok.
Post-it:
VENEDİKTE
GEZİLECEK YERLER:
•
Venedik, dünya yüzünde başka hiçbir yere benzemeyen bambaşka bir
şehir. Mutlaka gidilmeli
•
Biz gidemedik ama, cam sanatıyla ve dantelleriyle ünlü Burano ve
Murano adaları da ziyaret edilmeli
•
Ve Venedik’in olmazsa olması, Gondol turu yapılmalı.
FLORANSA’DA
GEZİLECEK YERLER:
•
Floransa tam bir sanat şehri.
Douma Katedrali gezilmeli, Michalengelo tepesinden tüm şehir fotoğraflanmalı,
Vechio Köprüsü üzerinde yürünmeli Signoria Meydanı’nda gezilmeli, Uffizi
Galerisi ziyaret edilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder