Sabah Paris’e ve bitmek bilmeyen yağmurlarına veda ederek
artık dönüş yoluna geçiyoruz. Bugünkü hedefimiz Strasbourg ve Colmar. Yarın da
artık uçağa binmek üzere Milano’da olacağız. Tatilin son günlerine yaklaştıkça
içimizde hem planladığımız gezinin sorunsuz geçmesinden kaynaklanan mutluluk,
hem de tatilin bitecek olmasından dolayı hafif bir hüzün vardı. Ama artık
evimize ve en önemlisi oğlumuza kavuşmayı istiyorduk J
Bugün Alsace bölgesinde olacağımız için çok heyecanlıydım,
çünkü evleri ve Şarap Yoluyla ünlü bu bölge, en çok merak ettiğim yerlerin
başında geliyordu.
Sabah Paris’ten başlayan yolculuğumuza yaklaşık 4 saat sonra
Strasbourg’da mola verdik. Avrupa’nın merkezi sayılabilecek bu diplomasi şehri,
en çok düzeni ile göze çarpıyor. Temiz, sessiz, sakin ve oldukça kaliteli bir
Avrupa şehri.. Ortasından nehir geçen bu şehrin evleri de görülmeye değer.
Bisiklet kullanımı en üst seviyede.. Hayat burada kesinlikle çok yavaş,
insanlar burada sessiz, sakin ve saygılı bir hayat sürüyorlar. Yolda yürürken nerdeyse
parmak uçlarımda yürüyecektim, bu sessizliği bozmamak için..
Strasbourg’un görülmesi gereken en şirin bölgesi olan Le
Petit Paris – yani Küçük Paris- sokaklarına dalıyoruz. Nehrin ara sokaklarında,
harika görünümlü evler insanı bir masaldaymış gibi hissettiriyor.
Paris’ten beri hiçbirşey yemediğimiz için Strasbourg’da
yemek yemeyi planladık ancak hiçbir restaurantın açık olmaması bizi çok
şaşırttı. Normalde öğlenleri restaurantların kapalı olabileceğini okumuştum ama
saat 18:00’di ve o saat açık restaurant olmaması çok garipti. Midemizi biraz
daha bastırıp Colmar’da açık biryerler buluruz umuduyla Strasbourg’dan
ayrıldık.
Bu güzel şehri geride bırakırken, daha güzelini görmek üzere
Colmar’a doğru direksiyonu kırdık. Otelimizi Colmar’dan ayırtmıştım ve bu
kasaba beni çok heyecanlandırıyordu. Kasabanın girişi tam bir
hayalkırıklığıydı. Onlarda Outlet Mağazası bizi karşılamıştı. Yoksa burası
hayalimdeki gibi değil mi diye üzülürken, daha şehrin merkezine girmediğimizi
anladım. Merkeze vardıktan sonra ise derin bir “oh” çektim, çünkü pastadan
evler orada, yanıbaşımdaydı J
Kasabanın girişindeki ABD’deki Özgürlük Heykeli’nin bir
küçüğü dikkatimizi çekti. Daha sonra anlıyoruz ki, ABD’deki Özgürlük
Heykeli’nin yapan kişi, Colmar doğumluymuş ve onun hatırasına o küçük heykeli
dikmişler.
BİLGİ
Arabamızı parkedip otelimize yerleştikten sonra açık bir
restaurant aradık ama yine bulamadık. Ne olduğunu anlamaya çalışırken sonunda
açık bir yer bulup oturuyoruz. Çok güzel detayların olduğu bu restaurantı çok
seviyoruz.
Yemeğin ardından sevimli evlerin arasında bu masalsı
kasabayı gezmeye başladık. Cinque Terre’deki Riomaggiore kasabasında
hissettiğim duygunun aynısını burada da hissediyordum: “Şu an kesinlikle olmak
istediğim yerdeyim!”
Etraf o kadar sessiz, yollar o kadar tenha ki, birilerinin
gelip bütün insanları toplayıp gittiğini falan düşündük. Sevimli evlerin
arasında yürürken iç açıcı akordeon sesleri duymaya başladık. Sesin kaynağına
doğru gittikçe, kasabanın meydanında bir eğlence, bir kutlama yapıldığını gördük.
Yerel kıyafetler ve yerel oyunlar eşliğinde herkes birbiriyle dans ediyor,
gülüyordu. Çok hoş bir otama denk gelmiştik. Ve ondan sonra anlıyoruz ki, bugün
o bölgeye ait milli bir günmüş ve bugün heryerin kapalı olmasının sebebi buymuş
meğer.
Kutlamaya ortak olup biz de şarkılar eşliğinde gösteriyi
izledikten sonra otele gitmek üzere yürümeye başlıyoruz. Biraz ilerledikten
sonra süper sevimli bir Irish Pub buluyoruz ve biralar eşliğinde günü
uğurluyoruz.
OTEL:
BALLADINS COLMAR (55 EURO)
Merkezde, temiz, modern bir otel. Personel çok yardımsever.
Wi-fi sadece ortak alanlarda var, odalarda yok.
ALSACE BÖLGESİNDE GEZİLECEK YERLER/
STRASBOURG’DA GEZİLECEK YERLER/
ŞARAP YOLU’NDA GEZİLECEK YERLER/
WINE ROUTE’TA GEZİLECEK YERLER:
COLMAR’DA GEZİLECEK YERLER:
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder